Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

    YÖK sanki siyasi parti gibi

    egitim
    egitim
    :::Müdür Yardimcisi:::
    :::Müdür Yardimcisi:::


    Mesaj Sayısı : 92
    Kayıt tarihi : 09/08/07

    YÖK sanki siyasi parti gibi Empty YÖK sanki siyasi parti gibi

    Mesaj tarafından egitim Cuma Eyl. 21, 2007 12:46 am

    YÖK sanki siyasi parti gibi 1295
    21 Eylül 2007 Cuma 01:07
    Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, anayasa değişikliği ile ilgili yargıdan gelen eleştirilere sert yanıt verdi. Şahin özellikle savcı ve hakimleri uyarılarda bulundu.
    Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, hazırlanan anayasa taslağının laikliği, demokrasiyi, sosyal hukuk devleti ilkesini zayıflatan bir nitelikte olamayacağını belirterek, ''Türkiye'de sistemi ve cumhuriyeti daha da güçlendirmek, halkımızın rejime daha çok sahip çıkacağı bir anayasayı hazırlamak durumundayız'' dedi.
    Şahin, Hakimevi'nde basın mensuplarıyla iftar yemeğinde bir araya geldi. Gazetecilerin anayasa değişikliği ile ilgili sorularını yanıtlayan Şahin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ABD'den döndükten sonra taslağın bir kez daha görüşüleceğini ve ardından kamuoyuna açıklama yapılacağını söyledi. Taslak kamuoyuna açıklanmadan yapılan açıklamaları saygıyla karşıladığını ifade eden Şahin, taslak kamuoyuna açıklandıktan sonra eleştiri gelirse bundan memnuniyet duyacaklarını ve bu eleştirileri mutlaka değerlendireceklerini ifade etti.
    Üniversitelere ''başörtüsüyle'' girilmesi konusundaki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Şahin, tasarının bir tek maddeye eklenmesi düşünülen tek cümleye indirgenmemesi gerektiğini kaydederek, ''O zaman koskoca ormanı ufacık bir ağaçla, çalı parçasıyla kapatmış olursunuz'' değerlendirmesinde bulundu.
    Bu konuda da herkesten öneri beklediklerini söyleyen Şahin, ''Türkiye'de eğitim-öğretim özgürlüğü ile ilgili bir sorun varsa tüm siyasi partiler böyle bir sorunun varlığından bahsediyorsa bu tür sorunlara karşı duyarsız kalamazsınız çözüm üretmek zorundasınız. Eğer bir sorun varsa bu sorunu çözmek için herkes bir şey söylesin akıl için yol birdir. Gelin bu sorunu çözecek bir formül üzerinde anlaşalım'' diye konuştu. Şahin daha işin başında olduklarını 1982 Anayasası'nın değişmesiyle ilgili daha öncede bütün siyasi partilerden teklifler geldiğini anımsatarak, söz konusu anayasayla ilgili ''faşist anayasa'' tabirinin kullanıldığını bir çok kez duyduğunu anlattı. Şahin, ''Bu faşist bir anayasa ise gelin bunu toplumun, milletin anayasası haline getirelim'' dedi.
    ''BAŞÖRTÜSÜ...''
    ''Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin türbanın kamusal alanda kullanılamayacağıyla ilgili kararının'' hatırlatılması üzerine Şahin, ''başörtüsü veya türbanla öğretmenlik yapmak, kamuda hizmet vermek ile harcını yatırıp yüksek okullarda bilgi almaya çalışan insanların karıştırılmaması gerektiğini, bu kişilerin devlet memuru statüsüne konulamayacağını'' söyledi. Devlet adına görev yapanların kanunlara, kurallara uymak zorunda olduklarını ifade eden Şahin, ancak devletle hizmet bağı olmayan, yalnızca bilgi almak için üniversiteye giden kişiye devlet memuru gibi zorlamalar yapılması halinde bu konunun temel hak ve özgürlükler açısından tartışılmasının kaçınılmaz olduğunu kaydetti.
    Şahin, sorular üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya'nın taslakla ilgili açıklamasını değerlendirirken, ''Henüz kamuoyunun tartışmasına açılmamış taslağın eğitim ve öğrenim hakkıyla ilgili maddesine, devrim kanunlarına aykırı olmama, örf ve adete aykırı olmama koşuluyla üniversitelerde kılık kıyafetle ilgili bir düzenleme getirilmesi önerilmekte olduğunu'' ifade etti.
    Şahin ''Bu kriterler getirilerek aslında anayasanın değiştirilemez hükümleriyle çelişmeyecek bir düzenleme yapılması arzusuyla öneri getirilmektedir. Bu tartışılacaktır'' dedi. Yargıçların, savcıların ne yapacaklarının, ne zaman kendilerine yasaların verdiği görevleri yerine getireceklerinin mevzuatta belli olduğunu ifade eden Şahin, ''O nedenle ben savcılarımızın ve hakimlerimizin kararlarıyla konuşmalarının daha isabetli olacağı düşüncesindeyim. Onların Türkiye'deki anayasa değişikliği çalışmaları bağlamındaki siyasi tartışmalara girmemelerinin daha isabetli olacağı düşüncesindeyim. Hakim ve savcılarımızın hangi görevde bulunurlarsa bulunsunlar siyasi tartışmaların içine giriyormuş intibahı uyandıracak açıklamaların yapmamalarının daha doğru olduğu kanaatindeyim'' diye konuştu.
    ''SİYASİ PARTİYMİŞ GİBİ...''
    YÖK Başkanı Erdoğan Teziç'in Rektörler Komitesi toplantısı sonrasında yaptığı açıklamayı da değerlendiren Şahin, Teziç'in ''Bu çalışma derhal durdurulmalıdır'' dediğini anımsattı. Şahin, Türkiye'de anayasa, yasa yapmanın rektörlerin veya Rektörler Komitesi'nin işi olmadığını yasa yapma işinin hükümete siyasilere verildiğini söyledi. Mehmet Ali Şahin, ''Bir başka organ 'bunu yapmayın durdurun' talimatı verebilir mi?'' dedi.
    Şahin, YÖK Başkanı Teziç'in İstanbul Üniversitesi'nden hocası olduğunu belirterek, şunları kaydetti: ''Hükümeti zaman zaman eleştiren, hatta dozajı da yüksek tutan açıklamalar yapmıştır. Başbakan bunların hiçbirine cevap vermemiştir. YÖK, Başbakanlıkla ilgili bir kurumdur. Öğretim üyelerinin bilimsel çerçevede olaya yaklaşmaları gerekir. Sanki hükümetin karşısında ayrı bir siyasi partiymiş gibi değerlendirmeler yapmaları kamuoyu tarafından yadırganmaktadır.''
    ''Öğretim üyelerinin bu konudaki taslak kamuoyuna yansıdıktan sonra değerlendirme yapmaları gerektiği'' görüşünü ifade eden Şahin, ''eleştirilerini yazılı olarak iletmelerini dilediğini'' söyledi.
    ''Başörtüsünün üniversitelerde serbest bırakılması halinde başı açık öğrencilerin baskı görmeye başlayacağı'' yönündeki eleştirilerin hatırlatılması üzerine Şahin, taslakta bu doğrultuda bir düzenleme yer alması halinde taslak tartışmaya açıldıktan sonra bu tepkilerin, karşı düşüncelerin söylenmesinin daha doğru olacağını ifade etti.
    21 EKİM'DEKİ HALK OYLAMASI
    Şahin, 21 Ekim'de halk oylamasına sunulacak anayasa paketi içinde ''11. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçileceğine ilişkin'' bir maddenin yer aldığı hatırlatılarak yöneltilen ''Halk oylamasından 'evet' çıkması halinde 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün görevinin sona ereceği söyleniyor. Bu durum ne olacak'' sorusu üzerine, kişisel olarak bu görüşe katılmadığını belirtti.
    Türkiye'nin 11. Cumhurbaşkanı'nın şu an yürürlükte bulunan anayasa ve yasal çerçevede seçildiğini, görevine başladığını ifade eden Şahin, 21 Ekim'de halk oyuna sunulacak anayasa paketindeki maddelerin bundan sonraki cumhurbaşkanı için uygulanacağını kaydetti. Şahin, ''paketteki söz konusu maddenin geçici bir madde olduğunu, Meclis tarafından süresi içinde cumhurbaşkanı seçildiği için herhangi bir sorunla karşılaşılmayacağını düşündüğünü'' söyledi.
    Bu konuyla ilgili ''Halk oylamasına sunulacak paketin kadük kalacağı'' yönündeki tartışmalarının hatırlatılması üzerine Şahin, ''Türkiye tartışma olimpiyatları yapılsa altın madalya alır'' dedi. 11. Cumhurbaşkanı'nın TBMM tarafından seçildiğini, halk oylamasına sunulan paketin de TBMM'den geçtiğini söyleyen Şahin, bu noktadan sonra herhangi bir sorun çıkarsa bunu çözecek olanın da TBMM olacağını ifade etti. Hazırlanan anayasa değişikliği taslağının AK Parti'nin taslağı olduğu yönündeki eleştirilere de değinen Şahin, paketin AK Parti'nin kamuoyuna önerdiği bir teklif olacağını belirterek, bu nedenle partinin her kademesinde görüşülmesinin yadırganmamasını istedi.
    Sorular üzerine Türk Ceza Kanunu'nun 301. maddesini de değerlendiren Şahin, bu konuda daha önce çalışmalar yapıldığını belirterek, Adalet Bakanlığı görevine yeni getirildiği için maddeyle ilgili bir değişiklik yapılacaksa bunun nasıl olacağı konusunda kafasında belirli bir düzenleme olmadığını söyledi. Şahin, ''Çalışma arkadaşlarım hakimdir, savcıdır. Bütün bunları kendileriyle tartışacağız. 301. madde veya başka maddelerle ilgili eğer bir değişiklik ihtiyacı doğarsa bu çalışmaları yapar, Parlamento'ya getiririz'' dedi.
    Mehmet Ali Şahin, hazırlamaya çalıştıkları yeni anayasa paketinin Türkiye'de demokrasiyi, cumhuriyetin temel niteliklerini daha da güçlendirecek bir anayasa olacağını ifade ederek, şöyle konuştu: ''Laikliği, demokrasiyi, sosyal hukuk ilkesini zayıflatan bir anayasa olamaz. Biz Adalet ve Kalkınma Partisi olarak böyle bir anayasa değişikliğini Parlamento'ya sevk etmeyiz. O nedenle şu anda yapılan tartışmaları, toplumda tedirginliğe gerginliğe yol açabilecek olan değerlendirmeleri gereksiz görüyorum. Türkiye geriye doğru değil, ileriye doğru gidecektir. Ve Türkiye'de sistemi ve cumhuriyeti daha da güçlendirmek, halkımızın rejime daha çok sahip çıkacağı bir anayasayı hazırlamak durumundayız.

      Similar topics

      -

      Forum Saati C.tesi Mayıs 11, 2024 1:39 am